Madrid'i gezmeye Prado müzesinden başlayıp,müzeden çıkamayan ben, 3,5 saat gezdim ki bitirmek namümkün.En az bir hafta, hakkını vererek gezmek gerektiğine inanıyorum.Bu müzede 4.600 tablo olduğunu söylersem, ne demek istediğimi anlarsınız sanırım.Koşuşturma yaşamamak için seçim yaparak gezdim, ama ona rağmen yorucu bir geziydi.Goya,Velazquez,El Greco,Boch,Tiziano seçtiklerim arasındaydı.Las Meninas ve Dünya Zevkleri Bahçesi müthiş güzeldi.
Bu ressamların dışında, Brueghel'in The Triumph of Death resmide benim oldukça ilgimi çekti.Zombi filmlerinin, 500 yıl önceki resme dökülmüş hali.Başında ne kadar durursanız durun, resimdeki her ayrıntı sizi düşündürüyor ve yeni bir şeyler görüp ayrılamıyorsunuz.
Prado Müzesinden sonra, Reina Sofia'yı ziyaret ediyorum.Guernica merakımı gidermek için, ilk Picasso'nun bu muhteşem eserine yöneliyorum.Öylesine kalabalık ki biraz bekleyip yer buluyorum.
Resmin bu kadar önemli olmasının en büyük sebebi, savaş karşıtı düşüncenin evrensel simgesi haline gelmesidir.Tüm salonları gezmedim, bir kısmını gezmek zorunda kaldım ve bu müzede daha önce görmediğim Dali'nin bir resmini gördüm, vuruldum.Tabi bunun küçük bir tablosunu evime asmak için aldım.Resmin adı Girl Standing at the Window.
Müze gezisi bittiğinde, eşim ve bende yorgunluktan bitmiş olarak, otelin yolunu tuttuk.Pazartesi Madrid gezi yazılarına devam diyor, iyi bir hafta sonu geçirmenizi diliyorum...:))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder