Bir yandan yazıp, diğer yandan gülüyorum, başlık Barselona(3) , Meydan Larousse ansiklopedisi gibi oldu ama ne yapalım yazacak çok şey var.Gezinin 3.Gününde durağımız Montjuic.1992 yılında Olimpiyat Oyunları'nda ana etkinliklerin merkeziymiş.Ama benim asıl gidiş nedenim Miro müzesi.90 yaşında ölen Katalan sürrealist sanatçı Miro'nun yağlıboya,karakalem çalışmalarını ve heykellerini inceledim.Müzeyi tek başıma gezdim.Barış, hangi resme baksa işi sulandırdığı için onlar benimle gezmedi(Eşim ve oğlum).Müze çıkışı, etkileyici Palau National merdivenlerinde müzik molsası verip dinendik.Ortaçağ sanat koleksiyonlarının sergilendiği bu güzel yerden şehrin manzarası da etkileyici görünüyordu.Buradan Casa Battlo'yu ( yine Gaudi şaheseri) gezip, otelin yolunu tuttuk.Geceyi Flamenko gösterisi izleyerek tamamlıyoruz.
Flamenko,İspanya'nın ünlü sanat dalı ,vurmalı çalgıların,staccato topuk seslerinin ve ruhun derinliklerinden akan şarkıların festivali.Başlıca iki grup şarkı var.Neşeli olanlarına, cante chico(hafif ezgi),aşkı ve ölümü içe işleyen biçimde sunanına ise cante jondo adı veriliyor.Ben çok keyif alarak izledim, giderseniz mutlaka bir geceyi bu gösteriye ayırın.Ama tavsiyem Madrid'te izlemeniz.
Ertesi gün 8 saatlik Madrid otobüs yolculuğu ile geçti.Rehberin anlattıklarını dinlerken vaktin nasıl geçtiğini anlamadım.Otelimize varmadan yine bir şehir turu yapıp, fikir sahibi olduk.Maalesef, bu seferki otel şehirden çok daha uzakta.Metro ile iki istasyon değişerek merkeze, yani Puerta del Sol'a varılıyor.Otele yerleştikten sonra, metro ile merkeze gelip gece Sol'u keşfettik.Madrid'in merkezi burası.İspanyollar yılbaşında bu meydanda toplanıp kutlama yapıyorlarmış.Öylesine kalabalık ki sinema çıkışı gibi yürüyorsunuz.
Buradan yine şirin bir meydan olan, Plaza Mayor'a geçip kısa bir tur atıp, otelimize dönüyoruz.
Ansiklopedik bilgilere yarın Madrid ile devam ediyoruz...:))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder