Yemek kültürü, ağırlıklı olarak deniz ürünlerinden oluşuyor ve fener balığına ayrıca bir sempatileri var.Kahvaltı gibi bir olay onlar için yok gibi.Güne sütlü kahve ve el esmorzar ile başlıyorlar.Ülkede genç nüfus bir hayli az.Üniversite telaşı sınav kaygısı yok, git istediğin bölüme kayıt yaptır.Bu kadar basit.Ülkede 7 kadına 1 erkek düşüyor.Neredeyse kadınlar ordusu gibi.Kadınlar, Türk erkekleri ile evlenmek için son zamanlarda akın akın Türkiye'ye geliyorlarmış.Rehberimizin anlattıkları böyle..
Bu ülkede tek gıcık olduğum şey, boğa güreşleri oldu.Bu kanlı şovu izlemeye giden insanların izahı yok.Bırakın kan,vahşet,savaş filmlerde kalsın.Boğalardan korkarım, ama eline kılıçlar alıp,onlara saplayan adamları izlemek nasıl bir mantıktır çözemedim.Daha sinir bozucu olan, hediyelik eşya dükkanlarında satılan banderillas(boğaya saplanan ince kılıçlar) satın alıp eve götürmek.Aklım almıyor açıkçası....:((
Alışveriş konusuna değinmedim.Bir kere müthiş pahalı bir ülke.Desigual mağazasını gözüme kestirip girdim.Birbirinden güzel elbise,t-shirt,çanta,kemer beğendim.Fakat o da ne bir t-shirt yaklaşık 150 Euro.Kendi kendime, Neval'cim yavaş yavaş dükkanın dışına doğru uza, diyerek kendimi dışarı attım.Harika şeyler var, ama el yakıyor.Mango,Zara gibi mağazalarda bizim ülkemiz ile aynı.Kısaca öyle bavul doldurup gelme lüksü yok bu ülkede.Son bir yorum Barselona mı, Madrid mi diye hep kıyaslanır, bende cevabımı vereyim, kesinlikle denize kıyısı olan Barselona diyorum.Zevkler ve renkler tartışılmaz tabi en iyisi gidin görün kendiniz karar verin...:))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder