1 Mayıs 2012 Salı

Barselona (1)

Gezimizi ETS tur ile planladık, ama turdan bağımsız kendi planladığımız şekilde gezdik.İlk durağımız Barselona'ydı.Tur şirketi hava alanından otobüs ile bizi alıp kısa bir şehir turundan sonra otele bıraktı.Akşam ilk keşfi yapmak için vakit uygun olmayınca,akşam yemeğini yiyip yattık.Ertesi gün maraton başladı.ETS'nin belirlediği oteller, şehir merkezinden uzak olduğu için metroyu keşfettik.İlk durağımız La Rambla caddesiydi.Barselona'nın kalbi demek daha doğru olur.Her zaman kalabalık olan bu caddenin, beş farklı bölümü var.Zaten o nedenle İspanyollar Ramblas demeyi doğru buluyor.Cadde üzerinde önce  kuş satılan tezgahlar,çiçekçiler sizi karşılıyor.Caddenin sağında Meşhur çikolatacısı Escriba'yı kaçırmamanızı öneririm.Yine bu caddede uğrayacağınız bir diğer önemli yer, La Boqueria olarak bilinen kapalı pazar.Tam yemek düşkünlerinin uğrayacağı bir mekan.Her türlü balığın,taze sebze ve meyvenin bulunduğu bu mekandan, meyve yemeden çıkmamanızı tavsiye ederim.Caddenin her yanı cıvıl cıvıl ve her saat yoğun.Eminim buraya yolunuz birkaç defa düşecektir.Şansımıza hava güneşliydi, sorunsuz caddedeki turumuzu tamamlayıp bu caddenin ara sokağındaki Palau Güell'e geçtik.


Gaudi'nin (İspanya deyince akla gelen ilk isim) 1885 yılında, Eusebi Güell için tasarladığı şık malikanedir.Oldukça ilginç olan binadan çıkıp, Plaça Reial'e geliyoruz.Bütün gün bıkmadan kalabileceğiniz bu meydanda barlar,kafeler,restoranlar mevcut.Burada yorgunluk molası verip, geziye devam ediyoruz ve benim en çok merak ettiğim yerlerden biri olan, Barri Gotic denen Ortaçağ semtine geliyoruz.Geziye ilk katedral ile başlayıp, Plaça Sant Jaume denen meydana geliyoruz.Belediye ve meclis binaları yer alıyor.1359  yılında yapılmış muhteşem binalar.Bu bölgeyi iki saat gezip, El Born bölgesine geçip Picasso müzesini ziyaret etmek istiyorum.Ama ne mümkün.Bilet kuyruğu inanılacak gibi değil.Kuyruk beklemekle bitecek gibi değil diyerek vazgeçiyor ve sahile geçip akvaryum ve Maremagnum denen alışveriş merkezi ile günü noktalıyoruz.



Gelelim yiyecek içecek kısmına.Kesinlikle tapas diyorum.Ama iyi yerlerde yemenizi öneririm çünkü inanılmaz lezzet farkı var.Gerçi tapas denen şey bildiğiniz meze ama çok popüler.Bir diğer yemek Paella,bildiğiniz deniz ürünleri ile yapılmış pilav.Ben çok beğenmedim ama zevk meselesi sizin hoşunuza gidebilir.İçecek olarak Cava denen İspanyol köpüklü şarabını ve Sangria'yı (şarap,meyve ve konyak karışımı) denemenizi öneririm.
İkinci gün ilk durağımız La Sagrada Familia.Kilise Gaudi'nin şaheseri.Henüz tamamlanmasa bile inanılmaz güzel.2026 yılında tamamlanması beklenen kilisenin duvarları ,görkemli kuleleri son derece etkileyici.Bu gezimizin ardından Parc Güell ikinci durağımız.Park ücretsiz gezilen her daim kalabalık bir park.Gaudi burada da yeteneğini konuşturmuş.Masal diyarına gelmiş gibi hissedeceğiniz harika bir yer.



Burası, doğayla iç içe bir yerleşim alanı olarak tasarlanmış.Parktaki tavanlar metal işleriyle,oluklu banklar ise renkli seramik parçalarıyla dekore edilmiş(Trencadis tekniği).Gaudi'nin uzun yıllar yaşadığı villa, bugün mimarın mobilyalarının ve hatıra eşyalarının sergilendiği ,Casa Museu Gaudi'ye ev sahipliği yapıyor.Buradan sonra rotamız Tibidabo.
Tibidabo şehrin en yüksek kısmı.Tepeden görülen manzara ise muhteşem.Pek çok eğlence aracını deneyen Barış yorulunca, otelin yolunu tutuyoruz.Bu günlük benden bu kadar, yarın Barselona'ya kaldığımız yerden devam ediyoruz..:))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...