Severim Nuri Bilge Ceylanı ama bu sevgim Güzel ve Yalnız Ülkeme sözlerinden kaynaklanmıyor...Yönetmenliğini başarılı bulurum.Sinemada kaçırdığım ,Cannes Büyük Jüri Özel Ödülü’nü alan “Bir Zamanlar Anadolu’da” filminini sonunda izledim. Film ile ilgili bir sürü cevap bulamadığım sorular var ayrıca otopsi sahnesi fazla uzun tutulmuş.Öte yandan karekterler gerçek, bizden ve çaresizlik gayet iyi işlenmiş.Ancak savcı ve komiserin bunalımını anlamama rağmen, doktorun bunalımını anlamadım.Morgda inceleme yapılırken maktülün soluk borusunda toprak bulunduğu halde doktorun bir şey bulunmadı şeklinde rapor yazdırmasını da çözemedim . Havada asılı kalan sorularım ve ben filmi bitirdik ...Sonuç film sizi yoruyor,huzursuz ediyor ve yalnız bırakıyor..
Neval Hn. bu gerçekten unutulmaz bir film. sonu biraz yoruma bırakılmış. Kendi yorumlarımı yazarsam belki havada asılı kalan sorularınıza yanıt olur. Maktülün soluk borusundaki toprak maktülün canlı canlı gömüldüğünün (nasıl bağlandığını da hatırlarsanız) kanıtıydı. Dr. bunu açıklasaydı muhtemelen yeni bir soruşturma başlatılacak neden diri diri gömüldüğü sorusunun üzerinde durulacak ve maktülün karısının azmettirici olduğu meydana çıkacak,kadın da hapse atılacak ve çocuk annesiz kalacaktı. çünkü daha önce Arap maktül için "su testisi su yolunda kırıldı." demişti. Yani kadın kocasından intikam almak için katile çocuk senin demişti kanımca. Doktorun bunalımına gelince orada da bir aldatma söz konusuydu. büyük ihtimalle karısını aldatmıştı. boşanma sebebini hiç söylemedi ama savcıya net bir şekilde "Kadınlar böyle şeyleri kolay kolay unutmazlar" dedi. bana göre bu filmde üç erkek vardı karısını aldatan ama üç kadının da intikamları farklıydı. birisi intihar ederek, diğeri kocasını diri diri gömerek diğeri de boşanarak almıştı intikamını ama hiçbiri unutmamıştı.
YanıtlaSilHiranur, kesinlikle farklı bir bakış açısı, açıkçası ben böyle düşünmemiştim ama şimdi böyle okuyunca ve düşününce mantıklı geldi.Paylaşımınız için teşekkür ederim..sevgiler...
Sil