28 Ağustos 2012 Salı
Baltık Gezisi Vilnius...
Bu yaz Schengen vizemiz var, bunu değerlendirelim mantığı ile Baltık Gezisini gözümüze kestirdik.Geçen yıl İskandinavya Fiyordlar'ı gezip kuzey ülkelerine hayran kaldığımız için, bu yıl güzergahı sıcaklarıda dikkate alarak Baltıklara çevirdik.İlk olarak Air Baltic Havayolları ile Riga'ya uçtuk.Üç saatlik bir uçuşun ardından saat 18:30 da Riga'ya vardık.Bizi bekleyen tur otobüsü ile Yaklaşık beş saat süren Vilnius'a yola çıktık.
Gece otele vardığımız için, geziye ertesi gün başladık.Vilnius Baltık ülkeleri arasında en küçük, en kolay gezilebilecek şirin bir şehir.Hava yaz mevsiminde olmasına rağmen, serin ve zaman zaman yağmurlu idi.Montlar bütün gezi boyunca bize eşlik etti.İkinci gün kahvaltının ardından, hem kendi rehberimiz ve hemde yerel rehber ile şehri gezmeye başladık.Vilnius'ta 1200'den fazla Ortaçağ dönemine ait yapı ve 48 adet büyük kilise bulunmaktadır.Neris nehri kenarında 1323 yılında kurulan Vilnius şehrinde görülecek yerler Katedral Meydanı,Gediminas Kulesi,Gediminas Heykeli,Şafak Kapıları,St Peter ve St Paul Kilisesi ve Amber galerisiydi.
Bu güzergahları gezdikten sonra, şehri tepeden gören Subacius Tepe'sine çıktık.Serbest zaman için Trakai Turuna katılıp, Ayhan Sicimoğlu'nun kulaklarını çınlattık.Çünkü Tv'de gezi programında Trakai turuna mutlaka gidilmesi gerektiğini hatırlatmıştı, bizde bu güzargahı atlamayıp bu tura katıldık.İyi ki katılmışız bence Vilnius'un en güzel yeri burasıydı.Vilnius'a 29 km uzaklıktaki Trakai'de,15.yy'da Galve Gölü'nün ortasındaki bir yarımadaya inşa edilmiş Trakai kalesi ve müzesi'ni gezdik.Bir çok gölün bulunduğu,tepelerin ve ormanların arasında konumlanan bir doğa harikası Trakai,Karaites olarak adlandırılan bir Musevi Türk etnik grubununda evi olarak kabul ediliyor.Bugün halen Trakai'de yaşayan ve yaklaşık 300 kişi kalan bu etnik grup,Litvanya'ya 14.yy'da Crimea'dan Büyük Dük Vytautas'ın savaşçısı olarak getirilmiş.Bu bölge uğur getirdiğine inanıldığı için gelin ve damatların nikah sonrası ziyaret mekanı..:))
Müzeyi gezerken işkence aletlerini denemeden olmazdı, oğlum ve rehberimiz..:)) Vilnius tarihi hakkında uzun uzadıya bilgi vermeyeceğim açıp her yerde bulabilirsiniz.
Aslında o kadar küçük bir şehir ki, ufak bir kaç detay ile devam edeceğim.Bu şehir Avrupa'nın küçük başkentlerinden, 600 bin kişi yaşıyor.Sokaklar terk edilmiş gibi bomboş.Eğer hareketli yerleri severim diyorsanız burada hayal kırıklığına uğrarsınız.Son derece sessiz ve sakin bir şehir.Ulusal Filarmoniye meraklıysanız mayıs ayının sonunda Vilnius Festivali başlıyor.Temmuz ayında ise caz festivali var.Fransız büyükelçiliği'nin yanındaki Cafe de Paris sanatçıların ve şehirde yaşayan yabancıların tercih ettiği bir kulüp.
Litvanya mutfağı biz Türkler için ağır ve yağlı.Et ve patatesten yapılan Cepelinai isimli bir yemekleri var.Şiş kebaba şaşlık diyorlar.Ringa balığı ve mantarıda mutfaklarında sık sık kullandıklarını söyleyebilirim.
Vilnius Havalimanı tarihi şehir merkezine 5 km mesafede.Baltık ülkelerinin hepsinde olduğu gibi burada da amber ürünleri mevcut.Takıdan,satranç takımına kadar her çeşit amber ürününe rastlayabilirsiniz.
Vilnius çok kolay ve çabuk gezilecek kadar küçük bir şehir.Yarın Riga gezimizden bahsedeceğim.Ben bu ülkeleri gördükten sonra size şu tavsiyede bulunabilirim.Eğer Baltık gezisi yapacaksanız ve Helsinki'yi görmediyseniz güzergah olarak Helsinki-Riga-Tallinn turunu tercih etmeniz.Çünkü Vilnius çok küçük bir şehir ve görmemek bir şey kaybettirmez...:)) Bu benim naçizane fikrim tercih size kalmış...Yarın Riga gezisinde buluşmak üzere..:)) İki arada bir derede yazıyı tamamladım, kusurlarım var ise affola..:))
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder