31 Ekim 2012 Çarşamba

Bir Kitap,Bir Film...

"Sabrın sonu selamettir." diye boşuna dememişler.576  sayfalık kitap nihayet bitti.Sanmayın ki beğenmedim.Çok beğendim ama cidden ağır ilerleyen bir kitap.Yusuf Aksu karakteri evimizde yaşayan biri gibi oldu.Bir süre sonra, ben de üzülmeye başladım Yusuf'a.Öyle kaptırmışım ki Yusuf Aksu'ya, kitabı okumadığım gün tuhaf bir huzursuzluk hissettim, sanki onu ihmal etmişim gibi.Kendi yarattığı yalanın içinde yaşayan bir insanın romanı bu.Yusuf Aksu ve Bayram Beyaz kendi kişiliğini bulamamış,gerçeğin farkına varamayan ve buna özlem duyan insanlar.Yalan söyleyene sempati duyulmaz, ancak bu romanda durum farklı.Üzülüyorsunuz Yusuf Aksu'ya,  üstelik Cemile gibi sahipleniyorsunuz.Oysa ki koca bir toplumun peşinden sürüklendiği, bilimsel gerçeklikten tamamıyla yoksun böyle bir yalanı kabullenmek bile imkansız.

Sonuçta biraz fazla uzatılmış olduğunu düşündüğüm, ama çok beğendiğim bir romandı.Yanlışın kolay benimsenişi,yalanın içine battıkça çıkışın imkansızlığı,geri dönüşün bir noktadan sonra başka yalanlarla katmerleşerek büyümesidir bu romanın özü.Okunmalı mı evet kesinlikle....

Cloud Atlas

Film, 6 farklı zaman diliminde gerçekleşen, altı farklı hikayeye dayanıyor.Filmde yer alan birbirinden ünlü oyuncular, her hikayede farklı karakterlere bürünmüş olarak karşımıza çıkıyor.Film benim açımdan tam bir hayal kırıklığı idi diyebilirim.Matrix ile kıyaslamaya lüzum bile görmüyorum.6 dakikalık fragman ile göz boyamaya çalıştıklarını söylemek haksızlık olmaz sanırım.


Reenkarnasyon ve iyiler ile kötülerin her dönem varlığı, bu kadar gözümüzün içine sokulmalımıydı tartışılır.Film de ayrıca, zamanın akışı içinde bütün eylemlerimizin birbiriyle bağlantılı olduğu ve birbirini etkilediği vurgulanıyor, ki bu mesaj bile kurtaramamış filmi.Sonuç, filmin  makyajı da dahil hiç ama hiç beğenmedim.Gerçi bu film, ya çok beğenilir ya hiç beğenilmez cinsinden, ama ben kesinlikle ikinci gruptanım.Bu film ile şunu çok iyi öğreniyoruz ki, en iyi başarı her daim  reklam ve pazarlamada...:))

17 Ekim 2012 Çarşamba

Game Change

Siyasi filmlerden çok keyif alamasam da, Julianne Moore hatırına Game Change'i, Hatfields&Mccoys'a ve Homeland'a tercih ettim.Amerika'nın, 2008 yılında yaşanan Sarah Palin fiyaskosunu gözler önüne seren bir dizi.Siyasetin arka odalarında yapılan hesapların, basının uyutulması için neler yapıldığının, ustaca anlatıldığı bu diziye bugünlerde taktım.


Film, o dönemi anlatan iki ayrı kitaptan senaryolaştırılmış. 64.Emmy Ödüllerinde  mini dizi veya film kategorisinde Julianne Moore  ''Game Change''deki rolüyle ''en iyi kadın oyuncu ödülünü de aldı.Darısı Oscar Ödülü'nün başına diyelim...Aslında Julianne Moore'a ilk hayranlığım" The End of the Affair" ile başlamıştı o gün bu gündür takipteyim hatunu...:)) Umarım bizimkiler, bu dizinin kötü taklitleriyle ortaya çıkmazlar...

15 Ekim 2012 Pazartesi

Mo Yan...

2012 Nobel Edebiyat ödülü, Çin'li yazar Mo Yan'a kısmet oldu.Pek çok kişi gibi ben de Haruki Murakami'nin ödül alacağını düşünüyordum.Aslında ,ödül almasına kendisi de şaşırmış.Mo Yan, bu yılın favorileri arasında dünyaca ünlü edebiyatçılar Haruki Murakami, Alice Munro ve Philip Roth'u geride bırakarak ödülün sahibi oldu.
İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi Daimi Sekreteri Peter Englund  yaptığı açıklamada, yazarın eserlerinde halk öykülerini, tarihi ve çağdaşı harmanlayan "sanrısal realizm" ile ortaya koyduğu eserleriyle ödüle layık görüldüğünü belirtmiş.
Dilimize çevrilen kitabı henüz yok.Ama bu ödül sayesinde, çok yakında hepimizin tanıyacağına inanıyorum.
Mo, 1987 yapımı Kızıl Darı Tarlaları (Red Sorghum) adlı filme ilham veren iki romanıyla Avrupa ve ABD'de ün kazanmış.



Mo Yan, aynı zamanda Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan ilk Çinli yazar oldu ve 10 milyon kron (1,2 milyon dolar) ödül almaya hak kazandı.Bakalım  Türkiye'de Murakami kadar beğeni toplayabilecek mi?

11 Ekim 2012 Perşembe

İki Kitap...


Lizbon'a Gece Treni
Tren yolculuğum, Finisterre istasyonunda son buldu.Açıkçası bu yolculuk, kimi zaman yordu,kimi zaman sıktı, kimi zaman da hayran bıraktı.Prado'nun yazdıkları, beni en fazla etkileyen yazılardı.Tabi Gregorius'a imrenmedim değil.Bir gün hayatımda bir anda her şeyi kenara itip, sırt çantamı alıp, içimdeki hayallerin yada  o an benim dikkatimi çeken konunun peşinden gidebilme özgürlüğünü yaşamak isterdim açıkçası.Bu sene okuduğum en iyi kitaptı diyemesem de kitabı sevdim.Özellikle İlknur Özdemir çevirilerini beğenerek okuyorum.Kitabın en çok 339.sayfasından etkilendim."Yol almakta olan bir trende oturur gibiyim kendi içimde."
“Gönüllü olarak binmedim, seçme hakkım yoktu, nereye gittiğimi bilmiyordum. Çok çok eskiden bir gün kompartımanımda uyandım ve tekerleklerin döndüğünü hissettim. Heyecanlıydı, tekerleklerin tıkırtısını dinledim, başımı esen rüzgâra verdim, yanımdan geçen şeylerin hızının tadını çıkardım… Rayları ve yönü değiştiremem. Hızı ben belirlemiyorum. Lokomotifi görmüyorum, onu kimin kullandığını ve makinistin güvenilir görünüp görünmediğini bilemem… Koridordan geçenleri görüp şöyle düşünüyorum. Belki onların kompartımanlarında durum benimkinden çok farklıdır. Ama oralara gidip bakamam, daha önce hiç görmediğim, bundan sonra da görmeyeceğim bir kondüktör kompartımanımın kapısını kilitleyip sürgülemiş. Pencereyi açıyorum, iyice dışarı sarkıyorum ve başkalarının da aynı şeyi yaptığını görüyorum…”


Tropik Güncesi
Gabriel Garcia Marquez'den sonra, dünya çapında en çok bilinen Kolombiyalı yazar olan Mutis,vahşi doğanın ve hayalle gerçek arasında gidip gelen düşüncelerin güncesini tutuyor.
Tropik Güncesi, akıntının tersine yapılan bir ırmak yolculuğunun romanı. Maceralarının, düşlerinin ve anılarının peşinden giden Maqroll el Gavieroun günlüklerinden oluşan roman, Mutisin eşsiz betimlemeleriyle zenginleşiyor. Gaviero yolculuğunda ölümü ve yaşamı, aşkı, arayışlarını ve anılarını yanında götürmektedir.

9 Ekim 2012 Salı

Nikbinlik...

Güzel günler göreceğiz
çocuklar,
güneşli günler göreceğiz...
Motorları maviliklere süreceğiz
çocuklar
Işıklı maviliklere süreceğiz...
Açtık mıydı hele bir
son vitesi,
adedi devir.
Motorun sesi.
Uuuuuuuy! Çocuklar kim bilir
ne harikuladedir
160 kilometre giderken öpüşmesi...


Hani şimdi bize
cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
yalnız cumaları
yalnız pazarları..
Hani şimdi biz
bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
ışıklı caddelerde mağazaları,
hani bunlar
77 katlı yekpare camdan mağazalardır.
Hani şimdi biz haykırırız
Cevap:
açılır kara kaplı kitap:
zindan...
Kayış kapar kolumuzu
kırılan kemik
kan.
Hani şimdi bizim soframıza
haftada bir et gelir
Ve
çocuklarımız işten eve
sapsarı iskelet gelir..
Hani şimdi biz...

İnanın :
güzel günler göreceğiz
çocuklar
güneşli günler göreceğiz
Motorları maviliklere süreceğiz
çocuklar
ışıklı maviliklere süreceğiz.


Nazım Hikmet Ran

8 Ekim 2012 Pazartesi

Cloud Atlas...

Nihayet Cloud Atlas 26 Ekim'de gösterimde.6 dakikalık bir fragman hazırladıklarına göre bir hayli iddealı.
Hatırlarsanız bir dönem Matrix ile yatıp Matrix ile kalkmıştık...:))  Matrix filmiyle adlarını duyuran Wachowski kardeşlerin, Koş Lola Koş filmiyle adını duyuran yönetmen Tom Tykwer ile ortak yapım olarak yönettikleri ve David Mitchell’ın romanından uyarlanan film Bulut Atlası, güçlü kadrosuyla da dikkat çekici bir yapım gibi görünüyor.
 Tom Hanks, Halle Berry’nin başrolde yer aldığı muhteşem oyuncu kadrosunun diğer isimleri şöyle: Oscar ödüllü Jim Broadbent , Hugo Weaving, Jim Sturgess, Doona Bae, Ben Whishaw, James D’Arcy, Zhou Xun, Keith David, David Gyasi, yine Oscar ödüllü Susan Sarandon  ve Hugh Grant.



100 milyon dolar bütçesi ve iddiali oyuncu kadrosuyla merak uyandıran film, 6 farklı hikayeden oluşuyormuş.
Umarım beklentileri boşa çıkarmaz...:)) Ben sırf Tom Hanks için bile gidilebileceğini düşünüyorum... 

5 Ekim 2012 Cuma

Sizin İçin Sanat...

UNISEF Türkiye Milli Komitesi'nin yararına hayata geçen www.sizinicinsanat.com adlı siteden ünlü ressamların orjinal eserlerinin kopyasını satın alabilirsiniz.


Projenin amacı, koleksiyonerlik bilincini yeni nesillere  aktarmanın yanısıra, sanattan zevk almayı bir ayrıcalık olmaktan çıkartarak, kitlelerin günlük yaşamlarına mal etmektir.
Koleksiyonda yer alan her bir eser, tek örnek ve orijinaldir.
Bu koleksiyondan satın alacağınız her bir eserle, bugünün çocuklarına Unicef vasıtasıyla
bir hediye vermiş, yarının çocuklarına ise oluşacak koleksiyonunuzla bir miras hazırlamış olacaksınız.
Hem yetişkinler ve hem de çocuklar açısından  kaçırılmayacak bir fırsat...:))

2 Ekim 2012 Salı

Etkinlikler...

Nasa Sergisi

30 Eylül-22 Aralık tarihleri arasında Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (Nasa),insanoğlunun uzay serüvenini anlatan sergisi Marmara Forum'da sergileniyor.
İnsanlığın uzay merakı ve uzayla ilgili çalışmalarını aktaran "NASA: A Human Adventure" sergisi, OPET Petrolcülük A.Ş. ana sponsorluğunda ve Marmara Forum'un katkılarıyla Türkiye'ye getirildi. Sergide, insanlığın uzay macerasının tarihsel anlatımının yanı sıra, uzayla ilgili teknolojik gelişmeler ve donanımlarda sunuluyor. Marmara Forum içerisinde yeralan Expo Center'da 2.500 m² alanda 300'den fazla özel parçanın yer aldığı "NASA: A Human Adventure"da, orijinal araçlardan ve motorlardan parçalar, astronot kıyafetleri ve aksesuarları, önemli parçaların özel maketleri yanında, uzayla ilgili özel film gösterimleri de yer alıyor.


 Claude Monet Sergisi

İzlenimcilik akımının isim babası,büyük Fransız ressam Claude Monet,olgunlıuk dönemi eserleriyle İstanbul'da.Monet'in bahçesi isimli sergi uzun süre açık kalacak ne yapıp edip gidip serginin tadını doya doya çıkarmak lazım.9 Ekim -6 Ocak tarihleri arasında bir günü bu güzel sergiye ayırın derim....:))



Şarap Festivali

Doluca'nın İstanbul Kadeh Kaldırıyor etkinliği yedinci kez yapılıyor.Şarapseverler şişe açtırma zorunluluğu olmadan 79 farklı lezzeti 14 farklı restoranda tadabiliyor.Ayrıntılı bilgi için www.istanbulkadehkaldiriyor.com.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...